İşletme koçluğu dünyada yaklaşık 30 yıldır, Türkiye’de ise 8 yıldır var olan bir iş koludur.

Özetle işletmelere koçluk, işletmelerin kör noktalarını görmelerine ve bu alanlarda hızla gelişmelerine yardımcı olan bir sistem. Bu sayede işletmeler daha iyi pazarlama ve  satış yapabiliyor, daha iyi ekipler kurabiliyor ve finansal açıdan daha iyi konuma gelebiliyor. İşletme sahipleri kendileri orada olmasa da tıkır tıkır çalışan, ticari, karlı bir işletmeye sahip oluyorlar. Yani kendi potansiyellerini gerçekleştirebiliyorlar ve özgürleşiyorlar.

Bunu örnekleyerek cevaplandırmak en doğrusu olur. Örneğin bir fırın işletmesini düşünelim. İşletme koçunun işi fırının sahibine ekmeği nasıl pişireceğini anlatmak değildir, ona bu ekmeği müşterilerine nasıl en doğru şekilde sunacağı, en doğru müşterileri bu fırına nasıl çekeceği, bundan elde ettiği geliri nasıl artıracağını öğretmesidir. İşletme koçluğu süresince iş sahibinin edindiği farkındalıkları ve öğrendiklerini işinde uygulaması ile işletme sahibi kendi işletmesini daha iyiye doğru götürebilme şansı elde edecektir.

Bize göre öğrenmek = uygulamaktır; yani aksiyondur. Aksiyona geçmeyen kazanımdan fayda beklemek anlamsızdır. Ünvanımız bu sebeple Actioncoach’tur.

İşletme koçu size ne yapacağınızı söylemez, doğru ve derinlikli sorularla yapabileceklerinizi size söyletir / buldurtur, bu sayede kendi adımlarınızı belirlersiniz. İşletme koçu aynı zamanda size bu yolda destekleyici deneyim, bilgiler, sistemler içeren bir metodoloji de sağlar. Bu sayede öğrendiklerinizle birlikte işinizi büyütür, geliştirirsiniz. ‘Kazanmadan önce öğren’ sloganı bu süreçte daima geçerlidir.

Kısacası bir işletme koçu size balığı tutup vermez, ancak balığı nasıl tutacağınızı öğretir. Balığı tutup vermek te bazen anlamlı olabilir diyebilirsiniz, haklısınız, ancak bunu sürdürülebilir kılmak gerekeceğinden işletmeler yöntemleri öğrenerek, şirketi kendi adımları ile yürütmeyi öğrenmek zorundadırlar, esas sürdürülebilirlik te bu şekilde elde edilir.