Pandemi Bitti Diye Düşünme!
Türkiye’de yaşıyoruz. Ülkece aynı anda yüksek enflasyon ve devalüasyonu derinden deneyimliyoruz. Bu ilk değil tabii ki, bununla birlikte bu seferki iyice derin. Peki böyle zor ortamlarda nasıl tutunacağız? Nasıl ayakta kalacağız? İşte esas konu bu.
Ekonomik olarak kaostan kurtuluş ve çıkışa geçişin önemli olduğu günlerde psikolojideki Kubbler – Ross modeline bakarak aslında pek çok şeyi yorumlayabilir, hatta farkındalığımızı artırarak ışığa yürüyebiliriz diye düşünüyorum.
Genel olarak insanlar kendilerini ölüme yaklaştıran veya travma yaratabilecek etkide olan herhangi bir haber aldıklarında 5 aşamadan geçiyorlar. İnkâr, kızgınlık, pazarlık, depresyon, kabullenme ve çözüme geçme. (Referans: Kubbler Ross modeli)
COVID-19 ilk çıktığında hepimiz bir şok yaşadık, Çin bize çok uzak, bize gelmez diye de düşündük. Hissizlik, reddetme sürecimiz sokağa çıkarak devam etti daha sonra endişelenmeye ve öfkelenmeye başladık çünkü hem özel hem iş hayatlarımız çok ciddi oranda etkilenmeye başladı. Belki depresif olduk. Şimdi, yavaş yavaş bu dönemden de çıkıp kabul, dâhil olma ve çözüm üretme noktasındayız.
Bu tip kriz dönemlerinde öncelikle işletmeler olarak ayakta kalmaya çalışmak ilk hedef oluyor, daha sonra çıkışa geçmek için senaryolar oluşturmaya başlanıyor. İş sahipleri olarak elimizde üç temel kaynak var; zaman, ekipler, para. Bu üç kaynakla birlikte neyi nasıl değerlendireceğinizin hesabına girmek önemli bir başka strateji olacaktır. Nitekim pazarı analiz etmenin ve iş modelinizi, ekiplerinizi yeniden tasarlamanın tam zamanı olduğunu bildiğimiz bu tip krizlerden çok enteresan şirketler doğuyor. En önemlilerinden Facebook ve Uber bundan 10-15 yıl öncesine kadar yoklardı. Getir son 3 yılda 10 milyar USD değerinde bir decacorn oldu.
Evet, işletme sahipleri olarak işletmenizin yönünü belirlemek durumundasınız. COVID-19’un yayılması ile birlikte nefesinizi tutarak bir dalganın içerisine daldığınız o günlere bir gidin. Bazı işletmelerde %100 bazılarında %75, bazılarında %50 satışlar düşmüştü, denizin dibini görmüştünüz belki. Daha sonra hayatta kalmak için neler yapabileceğinize baktınız. Yavaş yavaş çıkışa geçme konusunda sürüş aşamasına geçtiniz. En sonunda da büyümeye doğru ilerlediniz ya da pes ettiniz. Bunu yaparken bazı işletmeler belki kendi çaplarında çabalarla öğrendiklerini ve iş modelini yenilemeden stabil bir şekilde hayatlarına devam ettiler, muhtemelen ticari anlamda beşten şaşma altıyı aşma durumları devam etti. Bazıları statükoyu devam ettirdikleri ve gerekli önlemleri almadıkları için aramızda değiller. Ve bazıları iş modellerini, süreçlerini, ürün, hizmet ve pek çok şeyi pivotlayarak ciddi ticari başarılara imza atıyorlar. Siz hangisi olmayı seçmiştiniz?
ActionCOACH kültüründe hayatta başarının bir formülü var ve ortada o başarı noktası. Noktanın altında suçlama, mazeret ve inkâr yatıyor. Çizgi altı duruşta sadece nedenlere odaklanarak, edilgen, pasif, kurban durumda olursunuz. Çizgi üstünde ise sahiplenme, hesap verilebilirlik ve sorumluluk var. Noktanın altındakiler kurban üstündekiler ise kazanan liderler olarak hayatlarına devam ederler.
İş hayatındaki ekonomik döngüleri mevsimlere benzetebiliriz. Yazdan sonra sonbahar ve kışın gelmesi gayet doğaldır. İşletmelerin yapması gereken bir diğer husus kriz dönemlerinde kendi sektörlerini iyi araştırmalarıdır. Dünyada 7-10 yıl arasında bir kriz olurken, bu süreç Türkiye’de özellikle de son 7 yıldır sürekli görülüyor. Tabi pandemi herkesi aynı anda etkileyen dünyayı ilgilendiren bir kriz olması sebebi ile işi daha belirsiz ve korkutucu hale getirdi. Ve işletmeler olarak bizler öğrenerek, yeni şeyler deneyerek ve ancak bir arada durarak krizlerden daha rahat çıkabiliriz.
Biliyoruz ki kriz yönetiminde en önemli konu iletişim. Doğru iletişim aldığımız cevaplardır. İletişim, insan vücudundaki dolaşım sistemi gibidir. Nasıl ki vücutta dolaşım sistemi bozulursa çok hayati sıkıntılar yaşarsınız, iletişim de sekteye uğrarsa işinizde çok büyük sıkıntılar yaşarsınız. İletişim ekip ile iletişimden başlıyor, tedarikçilerimiz, müşterilerimiz, partnerlerimiz ve ekosistemimizle devam ediyor.
İşletme sahiplerine sormak isterim: Ekiplerinize kriz dönemlerinde çizgi altı / çizgi üstü ne söylüyorsunuz, ne sıklıkla onlarla bir araya geliyorsunuz, tedarikçilerinizle neler konuşuyorsunuz, ödemelerinizi nasıl düzenliyorsunuz? Müşterilerinize ben buradayım, merak etme diyor musunuz? Onlara neler öneriyorsunuz?
Bu tip süreçlerde belki de liderleri / ekipleri en zorlayacak şey uzaktan çalışma demiştik, gerçekten öyle de oldu. Bu konuya geçici olarak bakmak göz görmeyince gönül katlanır misali işletme sahiplerini belki kısa vadede rahatlatabilir, ancak orta ve uzun vadede artık uzaktan çalışmak belki de yeni normalimiz oldu bile Dolayısıyla önce ilham vermek, ekibi bir hedefe odaklamak, vizyon, misyon ve kültür değerlerinizi yaşatmanın kriz dönemlerinde belki hiçbir zaman olmadığı kadar ön planda olacağını düşünüyorum. Bunu yeniden gündeme getirmek güncellemek için bir işletme koçu ile çalışabilirsiniz.
Bütün bunları yaparken elbette en önemli yer olan yuvamız, ailemiz, arkadaşlarımızı unutmayalım. Beslendiğimiz kaynağımız onlar ve birlikte geçireceğimiz her anı fazlasıyla hak ediyorlar.
Bitirirken şu soruyu kendinize sormanızı istiyorum: Ekibiniz, tedarikçileriniz, müşterileriniz ile yarından itibaren iletişimi geliştirmek için ne yapacaksınız?
Hepinize sizi mutlu edecek karlı çalışmalar dilerim.