Hayat. Dönem 1, 2, 3….

Hayat ile ilgili pek çok farkındalığı da yaşadığım şu günlerde biraz daha duygusal bir yazı olabilir birazdan okuyacağınız.

Rahmetli babamın şu sözleri aklımdan çıkmaz ‘kızım sakin ol’.

Kabul, eskiden hırçın zamanlarım oldu. Belki gençlik dersiniz, belki içi içine sığmamak. Belki sizlerin de olmuştur böyle bir dönemi.

İş hayatıma dönüp baktığımda 20-30 yaş arası çömezlik, 30-40 yaş arasını uzmanlık, 40-50 yaş arasını demlenme olarak niteleyebilirim.

Bunlardan bize ne diyebilirsiniz. İlk bakışta gerçekten de size ne. Diğer bakışla kendi hayatınızdaki dönemleri acaba şirketiniz için de yorumlasanız neler fark edersiniz?

Şirketinizin çömezlik döneminde daha çok yol yordam öğrenirsiniz, kim kimdir, neyi kimle nasıl yapmanız gerekir. Daha çok yöntem, taktik öğretir bu süreç size. İnsan tanıtır. Bir şeyi nasıl yapmamanız gerektiğini öğrenirsiniz, ya da bir şeyi nasıl daha kolayca halledebileceğinizi.

Bu dönemler daha çok dinle, yap dönemleridir. Dinle, gözlemle, yap, öğren, yine yap. Koşturur durursunuz, bazen başı kesik tavuk gibi, bazen de düşünmeden, sorgulamadan. Koşar durursunuz. İşletmeniz ile ilgili de benzer bir koşma hali söz konusudur. Daima müşteri kovalarsınız, işinizi oturtmaya çalışırsınız, belki pek düşünmeden eleman alırsınız. Siz gerisini doldurun lütfen tespitlerinizle.

2. dönem uzmanlık dönemi. Belki siz buna farklı bir isim de takabilirsiniz. Ben iş hayatımın bu dönemine daha çok uzmanlık adını veririm. İşinizin uzmanısınızdır. Gelen işleri ustalıkla halledersiniz, İşiniz de size kazanç olarak karşılığını verir. Kemik müşterileriniz vardır, mutlusunuzdur. Kendinize güvenirsiniz, bu güven bazen iletişimde kazalar yaşamanıza sebep olabilir. Ben işi biliyorum edası bazen aslında esas işin iletişimde ustalaşma olduğunun önüne geçer. Eser, gürlersiniz. Ekibiniz ile bu dönemde iletişim sorunları yaşayabilirsiniz. Yüksek sonuç odaklılık, ekibinizin sizin hızınıza yetişememesi, iletişimde güvenin arka plana itilmesi gibi konuları deneyimleyebilirsiniz. Yalnız değilsiniz 😊 Her kendine güvenen lider, elbet sorunlar yaşar. Bu sorunları size ekibiniz daha çok gösterir, hatta o dönemde ekipte oynamalar, kırılmalar, yer değiştirmeler daha da çok olabilir. Sonuç alırsınız evet, ancak bunun ekiple olanının yerini hiçbir şey tutamaz. Bu dönemde bunu fark ettiğinizde yani uzmanlık + iletişimde ustalık fazında liderlik ve iş gerçek bir keyif olur.

3. dönem demlenme dedim. Neyi niye yaptığınızın muhasebesi başlar. Vizyon, misyon, hayat amacı daha bir önem taşır sanki. Daha fazla soru sorarsınız. Hem kendinize hem ekibinize. Bu dönem işinizde farklı atılımlar, yatırımlar yapabilirsiniz. Ekibinize daha çok eğitim aldırırsınız. Belki bir işletme koçu ile çalışırsınız 😊. İşinizde fark yaratmak sizin için daha bir önemli hale gelebilir.

Bu dönemler sizin yıllarınız için farklıdır belki, belki sıralaması da farklıdır. Belki daha sonuç odaklısınızdır, daha mükemmeliyetçisinizdir. Bu dönemler sizin için daha hızlı, daha sancılı geçer. Bazıları için ise daha yavaş ve öğretici.

İşinize şöyle bir baksanız; hangi dönem hangi anahtar kelimeleri, sıfatları hak eder? Kuş bakışı baktığınızda o dönemlerde en çok ne yaptınız, nelerden vazgeçtiniz, bu dönemler size işinize ne kattı?

Hayatı yaşarken durup düşünmeyiz çoğu zaman. Bu olay bana ne anlatmak istiyor? Ya da bu insan acaba hangi sebeple bana bu şekilde davranıyor? Bu deneyimin, bunları yaşamamın hediyesi nedir? Neyi görmeliyim?

Hayatımız için düşünmesek bile, işimiz için düşünebiliriz öyle değil mi?

Hem ne kaybedersiniz?

Bugünlük benden bu kadar 😊

Hepinize sizi mutlu edecek karlı çalışmalar dilerim.

“Yaptığın işi sev, sevdiğin işi yap. Bu sayede mutlu olursun, mutlu olduğun yerde de başarı kaçınılmazdır.”

Ayşegül Tozkoparan
İşletme Koçu

Workshop

6 Adımda
Tıkır Tıkır İşleyen İşletmeler

Benzer İçerikler