Ölümlü dünya
Ağabeyimi kaybımızın 4. haftasında karmaşık duygular içindeyim.
Bir yandan çekmedi diye avunurken, diğer yandan yok olmasına hala inanamıyorum. Kâh ağlıyorum, kâh devam ediyorum.
Bülten yazılarını 2 haftadır gününde yayınlayamadım. Lütfen kusura bakmayın. Hayat bazen öyle bir tokat vuruyor ki hemen toparlayamıyorsunuz. İnsanız sonuçta. Bununla birlikte hayat tüm hızıyla devam ediyor.
İş hayatında neler size tokadını sert vurdu şimdiye kadar?
Hangi olaylarda toparlamakta zorlandınız? İşten atılma, o terfiyi alamama, o ihaleyi ya da müşteriyi kaybetme?
Tuhaf olan ertesi gün sanki hiçbir şey olmamış gibi işe devam etmenizin gerekliliği öyle değil mi? Neden dünya durmuyor mesela birkaç haftalığına? Dünya dönüyor çünkü, sen ne dersen de.
İşletme yönetimi öyle bir hayat döngüsü ki dünya gibi sürekli dönmeye devam ediyor.
Bunu yaparken en çok neye ihtiyacımız var?
Bizi ne olursa olsun ayakta tutacak, kendimizden büyük bir anlama. Hayatta kalmak için o amaca doğru yürümeye ihtiyacımız var. Belki de bu sert zamanlarda en çok buna ihtiyacımız var. Buna vizyon diyoruz.
Teselliler gideni geri getirmiyor. Bununla birlikte öğrenme baki. Yaşamlardan, deneyimlerden, gözlemlerden aldığımız dersler öyle büyük ki, yola devam etmek için aslında birer fener gibi yolumuzu aydınlatıyor. Mesajı alana tabi.
Felsefe hayatınızı nasıl değiştirir diye bir kitap var. Özellikle böyle zamanlarda okumak için güzel bir kitap. Bu kitap ile ölüme, yaşama ve pek çok şeye bakış açınızı sorgulayabilir, yeniden gözden geçirebilirsiniz.
İş yönetimi de bundan nasibini almalı. Okuduğumuz kitaplar, olaylara bakış açımız, bir şeye olan tavrımız, her şeye olan tavrımızı da oluşturuyor aslında. Bizi sarsan olaylar belki de bunu fark etmemize yol açabilir. Her şerde bir hayır vardır.
İhalede yolsuzluk yapan bir iş insanı, muhtemelen üretimde tahşiş yapabiliyor. Ya da müşterisinin çıkarını koruyan bir işletme, sağlığa zararlı bir üretimden kaçınıyor. Bir şeye duruşumuz her şeye duruşumuz; işteki prensiplerimizi, kırmızı çizgilerimizi ya da standartlarımızı belirleyen şeyler oluyor, olmalı.
Bir işletme olarak sizin kırmızı çizgileriniz neler?
Nelerden asla feragat etmezsiniz?
Neleri ne olursa olsun korursunuz?
Kırmızı çizgileriniz yok ise aslında değerleriniz yok belki de. Sadece para kazanmak için bu işi yapıyorsanız. Bence bir daha düşünün.
Ölümlü dünya. Ve aslolan bu kubbeyi hoş bir seda ile iç huzuru ile, yapmak istediklerimin hepsini yaptım diyerek terk edebilmek.
Bugünlük benden bu kadar.
Hepinize mutlu, huzurlu, karlı çalışmalar dilerim.