Çoğumuz kültür itibarı ile her işi kendimizin yapması gerektiğini düşünerek büyürüz. Kendi işini kendin yap meşhur laflardan biridir. Atasözlerimizden ilk aklıma gelen ‘Kurda neden ensen kalın diye sormuşlar, kendi işimi kendim görürüm de ondan demiş.’ sözüdür.

Diğer taraftan kültürümüzde yardım etmenin de yeri çoktur. İyilik yap, denize at. Veren el, alan elden üstündür. 

Yardım almanın önemine ilişkin atasözü var mı bilemedim, ancak şu atasözü hemen geldi aklıma. Akılları pazara çıkarmışlar, herkes dönüp dolaşıp yine kendi aklını almış. ☺

Bu eski zamanlar için anlamlı bir söz olmasına rağmen, bu devirde bunca bilginin ve öğrenilmesi gereken şeyin olduğu bir devirde acaba geçerliliğini ne derece koruyor?

İşiniz ile ilgili hangi konularda yardım ya da destek alıyorsunuz şöyle bir düşünün. Ya da en son işinizle ilgili hangi konuda yeni bir şey araştırıp öğrendiniz?

Yıllardan beri yapmaya alıştığınız şekli ile işinizi yönetmek belki size bilindik ve kolay geliyor olabilir, bununla birlikte iş yapışınıza henüz katmadığınız bir yetkinlik sebebi ile neler kaçırdığınızı da asla bilemezsiniz.

Nedir Bu İş Yetkinlikleri?

Dijital Pazarlama

 Çok şükür, her şey dijital olduktan sonra pazarlama yapmayan şirketler bile sosyal medyanın gücünü fark ederek bu alanda işleri ile ilgili birtakım adımlar atmaya başladılar. Yeterli mi? Tabi ki hayır. Burada dijital varlıklarınızın durumu, dijital görünürlüğünüz, dijital reklam harcamalarınızın geri dönüşü gibi konularda ölçüm yaparak hedef koyarak ilerlemek önemli. Pazarlamanın kurallarını öğrenerek başlayabilirsiniz. 

Satış Becerileri

 Satış oldum olası, pazarlamadan da eski bir olgu. Yalnız çoğu şirketin pazarlama ekibim diye tabir ettiği ekip satış ekipleri. Hal böyle olunca pazarlama yapılmadan satış yapmaya çalışan ekibinize sağlayacağınız destek sizin satışa bakışınız ya da satış beceriniz kadar olacaktır. Satış becerilerini geliştiren ekiplerle, ezbere giden, bildiğini okuyan ekipler arasında ciddi farklar var. Satış becerilerinin ölçülerek artırılmasının tekliflerin satışa dönüştürülme oranındaki artış, daha iyi müşteri yönetimi, daha memnun müşteri oranları, daha hızlı kapanan satış görüşmeleri gibi de pek çok ölçülebilen faydaları var.

Rakamlara Hakimiyet

Finans işletme sahipleri tarafından çok sevilen bir konu değil gördüğüm kadarı ile. Genelde işi finans olmayan iş sahipleri için finans muhasebeciye yüklenmesi gereken bir angarya. Halbuki esas şirketlerin performansının ölçüldüğü en temel alan. Bu konuda klasik bir finansçı olmayanlar için finansal okur yazarlık eğitiminin de işe yaramadığını düşünmekteyim. Çok klasik bakış açısı ile, ezbere verilip alınıyor genelde bu eğitimler. Şirketiniz için en temel rakamsal göstergeleri nasıl izleyeceğiniz konusunun net bir şekilde öğretiliyor ve sizin de hemen uygulamaya alabiliyor olmanızdır bu eğitimlerin amacı. Dolayısıyla finans eğitimi her yerde, yani bilgi her yerdedir, sizin bu bilgiyle neyi farklı yapacağınız esas konudur. 

Ekip Yönetimi

Ekip yönetimi, liderlik ciddi konular gerçekten. Her iş sahibi doğuştan lider olarak doğmuyor. Bununla birlikte yaşanan zorluklar, acı da olsa maliyetli de olsa iş sahiplerine ‘ekip nasıl yönetilmez’ konusunu bir şekilde öğretiyor diye düşünüyorum.

İlla böyle olması gerekmiyor bana göre. Sonradan da lider olunabilir. Yeter ki olmak isteyelim. Kazanan ekiplerin temel bazı kuralları var. İyi oluşturulmuş ekiple iletişimi kurulmuş ve yaşatılan bir vizyon, oyun kurallarının net oluşu, doğru iş bölümü, hedef koyma gibi pek çok alt başlık var. Bunların hepsi öğrenilebilir. Ekip iş sahiplerini özgürleştirecek ve o şirketin devamını sağlayacak en önemli öge bir işletmede.

Hedef Koyma

Hedefi olmayan yelkenliye hiçbir rüzgâr yardım edemez. Gözlemlediğim kadarı ile maalesef çoğu KOBİ hedefsiz bir şekilde ilerlemeyi tercih ediyor. Bunun temel sebebi nasıl hedef konulacağının bilinmemesi, ya da hedeflerin olumsuz hırsla kültürel olarak eşdeğer görülmesi de olabilir. Çok hırslı bu kişi, fazla hedefi var diye bir yanılsama mı oluyor tam emin değilim. Ancak, hedeflerin somut, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi ve zaman sınırlı (SMART) olması gerekliliği yadsınamaz bir gerçek. Hedeflerin düşük verilmesi de aşırı yüksek verilmesi de şirketler için bir sorun. Tecrübelerime göre %110 hedef verme, en azından yarışı %100’e getiriyor. Nasıl yapıldığını koçluk programları ile deneyimleyebilirsiniz.

Planlama

Planlama bize göre işi masada bitirmek demek. İleriye dönük plan da hedefsiz anlamlı olmuyor. Sanki bizde planın ne dediklerinde aslında hedefin neyi kastediyorlar. Ve genelde plan=hedef olunca o zaman hedef konmuyor gibi bir çıkarımım var. Neticede ikisi ayrı konular ve bu ikisi ayrılmaz bir ikili. Belli bir zaman dilimine ait örneğin 90 günlük iş hedefleriniz olmalı, çok fazla değil, majörden kasıt yönetilebilmesi odak sağlanabilmesi açısından max 3’ü geçmemesidir. Hedefler yakalamak için olmalı, konmuş olmak için değil.

Planlama da işletmelerin öğrenmesi gereken önemli bir yetkinlik. İş sahibinin kendi iş planını yapabilmesi ve bu yetkinliği ekiplerine departmanlarına öğretebilmesi geçirebilmesi, hedeflerin en yukarıdan en aşağıya kadar inebilmesi ve takibi için kritik.

Şimdi size sormak isterim;

Dijital pazarlama bilgi ve şirkette bu bilgileri uygulama açısından kendinize 1’den 10’a kadar puan verseniz (1 en düşük, 10 en yüksek) kaç verirsiniz?

Ya da satış yetkinlikleri açısından ele alırsak, aynı puanlamayı nasıl yaparsınız?

Bütün iş yetkinliklerinde kendinizi / şirketinizi bu şekilde puanlamanızı öneririm. 

İş yetkinlikleri alanı öğrenebilen, sürekli geliştirilebilen engin bir alan. Yeter ki gelişmek, öğrenmek isteyelim ve yardım almaktan çekinmeyelim. 

Bu konuda ilk adımınız bir işletme koçu ile şirket analizi kadar kolay olabilir.

Sizin limitiniz işletmenizin limiti olmasın.

Hepinize sizi mutlu eden karlı çalışmalar dilerim.

Ayşegül Tozkoparan

ActionCOACH Partner

İşletme koçu