Şirketinizin DISC’i Ne?
Bugün iş hayatında her gün karşılaştığımız insan tarzlarından yola çıkarak şirketlerle ilgili gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
DISC’in ana prensiplerinden bahsedeceğim. Tabii ki insan davranışlarını her zaman genellemek ve her insanı buna göre %100 tanıdığımızı varsaymak da çok doğru bir yaklaşım olmaz. DISC’te birden fazla davranış profili ağır basan da pek çok insan var elbette. Bununla birlikte buradaki tespitlerimi ağırlıklı her bir DISC (D, I, S, C) davranış profili üzerinden yorumlamak ve bu davranış profillerinin gözden kaçırabileceği konuları, kör noktaları anlamak üzerine okumanızı rica ediyorum.
Bu insanlarla iş yerinde de çok karşılaşırız. Sadece gelir, işini yapar ve gider. Çevresi ile çok fazla etkileşimde bulunmayı tercih etmez, yalnız çalışmayı sever. DISC’te bu davranış profiline Compliance, cautiousness kelimelerinden karşılık bulan anlamı ile ‘Ciddi’ diyoruz. Yani C profil.
DISC’teki çeviri karşılıklarını kelime anlamlarından bağımsız düşünmenizi rica ediyorum. Yani ciddi derken espri yeteneği olmayan anlamına gelmesin. C profildeki kişiler görev insanıdırlar, her şeyi planlamak onlar için olmazsa olmaz bir konudur. Çevreleri ile iletişim çok kurmayı tercih etmez, sadece işini yapar. Şirketinizde C profildeyse genelde sonuçtan ziyade süreç odağı yüksek, yaptığı işi hizmeti, ürünü mükemmel yapmaya çalışan ve bunun dışında pazarlama, satış, ekip gibi konularda çok odağı olmayan bir şirket olabilir. Bu davranış profili şirkette üretimde mükemmeliyet, bununla birlikte az kar ile sonuçlanabilir. Vizyon, değerler gibi kavramlar işin biraz gerisinde kalmıştır. Daha teknik ilerledikleri için, insan odağı da çok olmayabilir, dolayısıyla şirket içinde tam bir ekipten bahsedemeyebiliriz.
S profile gelelim. DISC’teki S profil Steady yani yine karşılık olarak ‘Sadık’. Sadık profildeki kişileri şirket içerisindeki arkadaş çevresi ile tanıyabilirsiniz. İşlerini sessizce yaparlar, değişime yeni uygulamalara daha isteksiz olanlar bu kişiler olabilir. Genelde koordinasyonu, iletişimi çok iyi yaparlar. Tam bir ekip üyesidirler. Gönüllerini birebir iletişim ile kazanabilirsiniz, bir işi iyi yapabilmek için size gerçekten inanmaları ve güven duymaları gereklidir. Bu kişiler genelde risksiz ortamları, konfor alanlarını tercih ederler. Ekibin üyesi olmak, çok fazla sahnede olmamak, arka planda olmak onlar için esastır. Şimdi S profildeki bir şirket acaba neye benzer? Genelde risk alınmayan, 5’ten şaşma 6’yı aşma diyen, büyümekten korkan, ağrısız başım kaygısız aşım yapılar S profildeki yapılar ile benzerdir. Bu şirketlerde ciro da bir sorundur, kar da. Bir biz aileyiz söylemini sıkça duyduğumuz, hesap verilebilirliğin olmadığı, sonuçlarla hedeflerle yönetilmeyen bir şirket profilidir. Bu tip şirketlerde vizyon belki vardır, ancak şirket sahibinin kalbinde saklıdır, şirket içi ve dışı iletişime yedirilmemiştir. Büyüyüp risk alıp acı çekme ihtimalindense, küçük olsun benim olsun diyenler genelde bu işletmelerdir.
Örneğin yıllardır çalışan aile şirketleri görürüz, bunlar genelde yerel sınırlarda kalmış, esnaf lokantası, ya da yıllardır aynı işi yapan küçük dükkanlar olabilir. Sakın bu söylemlerden yıllardır aynı işi yapan çok kaliteli işletmeleri eleştirdiğim düşünülmesin. Onları çok severim, alışverişimi de onlardan yapmayı tercih ederim.
Buradaki soru bu kaliteden neden daha fazla insan faydalanmasın, neden bu işletmeler de gerçekten kazanmasındır bana göre. Vizyonun önemidir. Bu soruyu da bu vesile ile sizlerle bırakıyorum.
İş hayatında bazı kişiler de aşırı kontrol odaklı, aşırı sonuç odaklı olabiliyor. Bu kişiler genelde dikte etmekten, ben biliyorum demekten hoşlanırlar. Bu kişiler DISC’te dominance tan gelen ‘Dominant’ ya da ‘Direktör’ davranış profilidir. Bu tarz şirketler genelde eskilerin Pazar lideri dedikleri türden şirketler olabilir. Bu şirketler girdikleri her yeri domine etmeye isteklidirler. Bu sebeple ciddi risk alabilirler, tedarikçilerini, ekiplerini kırıp dökebilirler, hatta bazen gereğinden çok risk alıp işleri kötüye de sürükleyebilirler. Hız ve çözüm onlar için kritiktir. Yeniliğe açıktırlar, pazardaki inovasyon fikirleri genelde onlardan gelebilir, bununla birlikte risk / fayda analizini iyi yapmazlar ise orta ve uzun vadede sonuçları hüsranla sonuçlanabilir. Sistem kurmadan hızlı ve kontrolsüz büyümenin getireceği iş yükü ve hantallık bu şirketlerde görülebilen konulardan biridir. Çok fazla hedef & rakam odaklılık insanları yıldırabilir, şirketin değerli birer parçası hissetmeyen kişilerde de bağlılık düşük olacaktır. Yani sözün özü her şeye rağmen başarmak bazen en doğru yol olmayabilir.
Gelelim I profiline. Bu profildeki kişiler şirketlerde genelde dışa dönüklüğü yüksek, sosyal kelebek diye tabir edilen kişilerdir. İşyerinde adeta bir mıknatıs gibi insanları kendilerine çekerler. Kahve sohbetlerinin, kahkahaların olduğu bir ortam varsa bilin ki I’lar oradadır. Influence tan gelen I iz bırakan olarak DISC’te yerini almaktadır.
İz bırakan profildeki bir şirket nasıldır peki?
Bu şirketler vizyonerdir, yalnız bazen aşırı vizyonerlik yerini hayalciliğe, odak kaybına bırakabilir. Ağırlıklı satış ile ilgili konularda atılgan olan profildeki şirketler de I profil olması muhtemel şirketlerdir. Bununla birlikte plansız, analizsiz satış şirkete karlılık yerine zarar getirecektir.
Gereğinden fazla ekip motivasyonuna vakit&kaynak ayırmak da bazen bu tip şirketlerin sorunsalı olabilir. Verim / motivasyon dengesinin tutulmadığı şirketler, hedefler ve performansa yönelik takip ve ölçüm de olmadığında giderek kan kaybeder hale gelir ve büyük ihtimal orta vadede aramızda olmayabilirler.
Çok genel olarak DISC profili ve tek tip profildeki şirketlerde olası kör noktaları sizlere anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı olmuştur. DISC’i daha derinlemesine anlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Geriye dönüp baktığımda davranış profilleri ile tanışmam 2002’leri bulur. O dönemler ilaç sektöründe de Insights, insan karakterleri, renkler olarak anlatılan şeyin aslında bizlere taraflı ve eksik anlatıldığını düşünüyorum. Sanki dominant D olmak çok matah bir şeymiş gibi, tüm yöneticiler esasen olmasalar da D profil çizmeye öyle algılanmaya çalışırlardı, şirketler de bu bu davranış modeli desteklerdi. S ler ezik muamele görürdü, sanki S olmak iş hayatında dünyanın en kötü şeyi idi. Halbuki değişen dünyada D yönetim tarzının yerini S liderlere yani kollektif ve genelin hayrına bilincine yakın yönetime bıraktığını görüyoruz. Bu konuyu tartışmak isterseniz sabaha kadar varım, çok severim ☺
Şunu daima hatırlamalıyız. D, I, S ya da C ne olursanız olun DISC’te aslolan duruma, şartlara, ihtiyaca göre DISC olabilmeyi başarabilmektir. Bu kişiler için de şirketler için de böyledir.
Yani Mevlana’nın dediği gibi ne olursan ol, gel, anlaşalım.
Nasıl DISC oluruz sorusuna cevap için bugün bir işletme koçu ile DISC analizi yapabilir, ekipçe DISC eğitimi alabilirsiniz.
Hepinize sizi mutlu eden karlı çalışmalar dilerim.